Rus Sineması Tarihi

Rus Sineması Tarihi

Rus sineması, iç savaş sırasında Lenin’in, çarlık dönemi sinemasını ulusallaştırdığını açıkladığı 27 Ağustos 1919’da doğdu. Ama, iç savaşın ve göçün neden olduğu gereç ve oyuncu eksikliği, bu dönemde, yönetmenlerin etkinliklerini kısıtlıyordu. Bu nedenle, büyük Rus sinemacılarından ilki, Dziga Vertov (1896-1954) adlı bir operatör oldu. Vertov, 1919’dan başlayarak “Kino-Pravda” (sinema-gerçek) kuramım ortaya attı; söz konusu kuram, sinemanın kaynaklarına bir geri dönüşü, gerçeğin yalm ve arı biçimde “yakalanmasını” savunuyordu. 1922’de barış sağlanınca, Vertov “kinok”lar (“sinema delileri”) topluluğunu yönetti.

Bu topluluk, sinema sanatını, “objektif göz” olan tek kameraya bağımlı hale getirerek “Kino-Glaz” (sinema-göz) kuramını uygulamaya koymak amacındaydı. Bunun yanı sıra, başka araştırmalar da gerçekleştiriliyordu Kuleşov’un (1899-1970) yönettiği “Deneysel Laboratuvar”, özellikle teknik sorunlar (kurgu, senaryo, stüdyonun kullanılması) üstünde çalıştı; Kozintsev (1905-1973), Trauberg (1902-1940), Yutkeviç (1904-1985) ve Gerasimov’un yönetimindeki “Egzantrik Oyuncu Fabrikası” sinemanın gösteri olanaklarına (sinema hüeleri, oyuncuların “tiyatrovari” davranışları, vb.) öncelik verdi. Bu topluluğun en iyi filmi, Kozintsev ile Trauberg’in Pokhojiadeniya Oktiabrini (Oktiabrini’nin Serüvenleri, 1924) oldu. Bütün Sovyet sineması, yukarıda sözü edilen üç okuldan kaynaklandı.

Sovyet Sineması

Sovyet sinemasının “altın çağı”na (1925-1931), dört büyük sinemacı egemen oldu Daha önce adı geçen Dziga Vertov, Sergey M. Ayzenştayn, Vsevolod Pudovkin (1893-1953) ve Aleksandr Dovçenko (1894-1956) dört farklı üslup ortaya koydular. Ayzenştayn, filmlerini kurguya dayandırdı (Potemkin Zırhlısı [Bronenosets Potyomkin, 1925); Ekim [Oktiabr, 1927]); buna karşılık Pudovkin, filmlerinde kurguyu kesinlikle ortaya çıkaran senaryoya öncelik verdi. Dovçenko’nun yapıtlarında, temel ve güçlü bir gözlemden doğmuş çok güzel çekimlerin yalınlığından kaynaklanan coşku, yapı ve teknikten daha fazla önem kazandı.

Gorki’nin aynı adlı romanından filme alman Pudovkin’in başyapıtı Ana (Mat, 1926) ve Dovçenko’nun başyapıtı Toprak (Zemliya, 1930) bu dönemde oluşturulan filmlerdir. Günümüzde önemli sinemacılar olarak görülen bazı yönetmenler de ilk kez bu dönemde adlarını duyurmaya başlamışlardır Dovçenko’nun anlayışına çok yakın olan Mark Donskoy (1901-1981) [İnsanın Bedeli, 1929]; Ku-leşov’un öğrencisi Boris Barnet (1902-1965) [Trubnaya Caddesindeki Ev, 1928];Fridrik Ermler (1898-1967) [Kardaki Ev, 1927]; Sergey Yutkeviç [Dantel, 1928].

Nikolay Ek, suçlu gençlerin yeniden eğitilmesi konusunu işleyen ilk sesli Rus filmi Putyevkai Gizn’i (Yaşam Yolu, 1931) gerçekleştirdi. Kuleşov Dura lex (Yasaya Göre, 1926) adlı yapıtını, Kozintsev ile Trauberg ise Paris Komününü konu alan Novyi Vavilon’u (Yeni Babil, 1929) çevirdiler.

Bu dönemin destansı ve lirik estetiğini, yeni bir üslup olan toplumcu gerçekçilik izledi Söz konusu üslup, bazen belli bir şematizm içinde kalarak, izleyicileri ulusal, toplumsal, siyasal ve tarihsel gerçeklik açısından bilinçlendirmeye çalıştı. Resim üstünde olumsuz etki yapan bu okulun sinema alamnda gerçekleştirdiği filmler arasında şunlar sayılabilir Mark Dons-koy’un Gorki’den esinlenen üçlemesi; Fridrik Ermler’in Velikiy Grajdanini’si (Büyük Yurttaş; iki bölüm 1937 ve 1939); Boris Barnet tarafından gerçekleştirilmiş Okraina (Ukrayna, 1933); Yutkeviç’in Lenin’e adanmış olan Çelovyek s Rujyem’i (Silahlı Adam, 1938).

Bu okulun dışında, Aleksandrov (doğ. 1903), 1934’te Şostakoviç’in müziğine dayanarak ilk Sovyet müzikal komedisini gerçekleştirdi; Vasilyevler Çapa ye v’de (1934) destansı anlatıma yöneldiler; Ayzenştayn, Aleksandr Nevski’yi (1938) gerçekleştirdi.

Rus Sineması Tarihi

İkinci Dünya Savaşı Rus Sineması

İkinci Dünya savaşı, sinema salonlarının ve stüdyoların topluca bir yıkıma uğramasına, işgücünün ve hammaddelerin yokluğuna neden oldu. Hemen tümüyle savaş propagandasına ayrılmış olan sinema etkinliği, ancak birkaç önemli filmin oluşturulmasını sağladı Dovçenko’nun bir belgesel olan Bitva Za Naşu Sovietskayu Ukrainu’su (Ukrayna Savaşı, 1943); Donskoy’un Raduga’sı (Gökkuşağı,1944); Ermler’in başyapıtı Veliki Perelom (Dönüm Noktası, 1945); Ayzenştayn’m son filmi Korkunç İvan (İvan Grozni, 1943-1947). İkinci Dünya savaşından sonra, Sovyet sineması bir duraklama devri geçirdi.

Stalin’in ölümünü izleyen ideolojik çözülme sırasında, Mihail Kalatozov’un (1903-1973) Leylekler Geçerken’i (1957); Grigori Çukray’ın (doğ. 1921) Sorok Perviy’i (Kırkbirinci,  1957) ve Askerin Türküsü (Ballada o Soldate, 1959) adlı filmi uluslararası düzeyde bir ilgi görürken, Sovyet sinemasında gerçek bir yemlenme hareketi başlıyordu.

Dovçenko’nun ölümünden sonra, karısının daha önce çevrilmiş çekimlerle ya da Dovçenko’ nun bıraktığı senaryolara göre gerçekleştirdiği Poemo o More (Deniz Şarkısı, 1958), Ateş Yıllan (1961), Desna (1964) adlı filmler; Donskoy’un Gorki’den esinlendiği çok güzel bir yapıt olan Foma Gordeyev’i (1959); Mi-haü Rom’un (1901-1971 )DevyatDney Odnogo Goda (Yılın Dokuz Günü, 1961) adlı filmi.

Daha sonra İlk Usta (1966), Vanya Dayı (1972) ile A. Milkalkov-Konçalovski (doğ. 1937); Andrey Rublev, 1966) veZerkala (Ayna, 1977) ile Andrey Tarkovski (doğ. 1932); Yaprak Dökümü (1967) ve Bir Tarla Kuşu Vardı (1972) ile Otar Yos-selyani (doğ. 1934) dikkati çektiler. S.S.C.B’nde adını duyurmuş öbür yönetmenler arasında da şunlar sayılabilir Bolot Şemsiyev; Tolomuş Okeyev; Melis Obukeyev; Alti Karliev; Ho-cakulu Narliev; Şaken Aymanov; Ge-orgi Danelia; Yuri İliyenko; Tahir Sa-birov; Nikolay Gubenko; Nikita Mihal-kov; Vadim Abdraşitov; vb. gibi.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık