Şemsi Arel Hayatı ve Eserleri

Şemsi Arel

Resim konusundaki ilk bilgilerini 1911-1914 yıllan arasında Paris’te babası Mehmet Ruhi Arel’den alan Şemsi Arel, ilk resim çalışmalarını Ankara Halkevi’nde sergiledi. 1924’ te İstanbul Güzel Sanatlar Akademi-si’ne girerek, İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. İki yıl sonra Devlet Orta Öğretim Resim Öğretmenliği sınavını kazandı; 1930’da da Akâdemi’yi ikincilikle bitirdi.

Alişar’da ki arkeoloji kazısında beş ay süreyle ressam olarak çalıştı. 1935 tarihinde ressam Maide Arel’le evlenerek Erzincan Askeri Lisesi’nde resim öğretmenliğine atandı. Aynı görevle bir süre Konya’da da bulundu ve 1944’ te Konya’da bir kişisel sergi düzenledi.

Ankara Harp Okulu’nda resim dersi verdikten sonra Paris’e giderek André Lhote’un yanında ve Fernand Léger Ue jean Metzinger atölyelerinde çalıştı; çeşitli müze ve galerilerde incelemeler yaptı; Paris’ teki Bağımsızlar sergisine iki yapıtta katıldı. 1951’de İstanbul’da bir kişisel sergi açan sanatçı, 1957’de Edinburgh Festivali nedeniyle düzenlenen uluslararası sergiye katıldı.

1955-1959 yılları arasında Cemal Tollu ve Cevat Dereli’yle birlikte İstanbul’da Askerî Müze’deki eski tabloların onarımı işinde çalıştı. T.B.M.M. için yurt tabloları yapmak göreviyle Hatay’a gönderildi. 1959’da eşi M. Arel’le Paris’te Foyer des Artistes’de ortak sergi düzenledi.

1962’de Venedik’teki iki yılda bir sergisine, Viyana’daki Çağdaş Türk Sanatı Sergisi’ne, 1964’te Lugano ve Tahran bölgesel sergilerine katıldı. 1978 ve 1984’te İstanbul’da kişisel sergiler açtı.

Şemsi Arel ve Yenileme, Değişkenlik

Şemsi Arel çağdaşlarının tersine, öğrencisi olduğu İbrahim Çallının doğrultusuna bağlı izlenimci bir yola girmemiş, daha çok Paris’te etkilendiği André Lhote, Femand Léger ve jean Metzinger gibi sanatçıların yarı soyut, yarı kübist yaklaşımından esinlenmiştir. Bu yönüyle Türkiye’de erken dönem yenilikçi eğitimlerin bir temsilcisi olarak görülür.

Şemsi Arel

Figürü, hacimsel değerler ve büyük biçim parçalarıyla ele aldığı ilk resimlerinde, kübist ve konstrüktivist bir yalınlığa yönelmiş, sonradan figürü daha soyutlayıcı planlara kaydırmış, zaman zaman da yalnızca soyut biçim araştırmalarıyla dikkati çekmiştir. Bütün bu özellikler nedeniyle, Şemsi Arel’in resmi, belli bir saplantının izlenimi olmaktan çok, zaman içinde kendini yemleyen ve hareketliliği değişkenlikte gören bir anlayışın ürünü sayılabilir. Soyut düzenlemelerinde, Türk hat sanatını modern bir görüşle ele aldığı gibi, geometrik soyut bir anlayışa yöneldiği de gözlenir.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık